Abi şimdi dürüst olalım… Dice and Roll deyince aklıma direkt pavyon masası geldi. Ortada zarlar, kenarda viski, bir yanda “hadi bakalım şansını dene” diyen dayılar. Ama bu oyun bambaşka. Yani evet, zar var. Evet, dönme olayı da var. Ama bu öyle basit zar atıp sayı tutturma değil. Bu, zarla şansını konuşturduğun, makarayla kazancı harmanladığın bir şey.
Slotter ’da karşıma çıktı Dice and Roll. Başta “ya klasik meyve oyunu bu ya” dedim. Ama sonra bi’ çevirdim… sonra bi’ daha… ulan dedim “bu işte başka bi’ numara var.” Çünkü oyun seni içine çekiyor. O görseller, o sesler… bildiğin kumarhane havası. Ama evinden, pijamayla oynuyorsun. İşin en tatlı tarafı da o zaten.
Bu oyunda zar deyince korkmayacaksın. Aksine, zar geldi mi gözlerin parlayacak. Çünkü Dice and Roll’da zarlar kazancın habercisi. Diğer oyunlarda wild sembolü meyvedir, altındır… burada bildiğin zar. Adamlar demiş “şansa zar yakışır.”
Zar geldiği an bir kıvılcım yanıyor zaten. Ekran bir titriyor, çarpanlar bir kıpraşıyor. Özellikle wild zarlar ekranın ortasında patladığında var ya, diyorsun ki “tamam be, bugünkü kısmet buymuş.”
Slotter bu konuda yine döktürmüş. Oyun akıyor. Ne eksik ne fazla. Sadece makaralar değil, ekranın kendisi bile seni gaza getiriyor. Her dönüşte bir umut, her simgede bir kıpırdanma… Kimi zaman “acaba mı?” dedirtiyor, kimi zaman da “oh be sonunda” çektirtiyor.
Dice and Roll klasik slot gibi gözükse de… o bildiğin meyve slotu değil. Evet, kiraz var, üzüm var, limon da var. Ama işin içine wild zarlar, scatter yıldızlar girince… meyve salatası yerine altın sepeti oluyor.
Bonus yakaladığında gelen yıldız sembolü yok mu… gözlerin dolar işte o an. Çünkü ne kadar yıldız, o kadar çarpan. “Şansa bak, bugün tam parlıyorum” diyorsun. Ve bu his, paradan bile daha kıymetli bazen.
Meyve dedik ama tatlısı çarpanlarda. Oyunda öyle bir denge var ki, 3-4 spin boş geçse bile içinden “biraz daha dayan” diyorsun. Çünkü Dice and Roll, o son spin’de seni zengin edebilir. Bu yüzden hiçbir tur boşa değil.
Bazen düşünüyorum… hayat da biraz Dice and Roll gibi. Zarları biz atmıyoruz belki ama çıkan sayıyla ne yapacağımıza biz karar veriyoruz. Oyunda olduğu gibi; spin çevirirsin, bazen boş geçer, bazen jackpot yağar. Mesele o an geldiğinde hazır olmak.
Dice and Roll bu yüzden güzel. Çünkü seni hem hazırlıyor, hem gaza getiriyor. Şansa, sabra ve biraz da oyunun ritmine güvenirsen… kazanç kaçınılmaz oluyor.
Slotter’da bu oyunu oynamak, sadece slot çevirmek değil. Bi’ nevi hayat provası. Her dönüş yeni bir ihtimal, her zar yeni bir yol. Ve unutma, bazen sadece bir zar yeter, her şeyi değiştirmeye. O yüzden zarların sesini dinle, ve Dice and Roll’da şansını konuştur.
Bazen içindeki gücü hatırlamak için bir kıvılcım yeter. İşte o kıvılcım, Dragon Spirit ’te saklı.…
Bazı hikâyeler vardır, sadece anlatılmaz, yaşanır. İşte The Story of Alexander tam da öyle bir…
Abi bak, bu oyunun ismi “Amazon’s Battle” ya, direkt tüyler diken. Bi’ dur, öyle hemen…
Abi şimdi sana desem ki “şekerli slot oyunu,” ilk ne gelir aklına? Büyük ihtimalle cıvıl…
Abi şimdi sana desem ki “hadi balık tutmaya gidiyoruz”, bi’ heyecanlanırsın değil mi? Küçüklüğünden beri…
Bak açık konuşayım... ben bu Big Bass Splash serisinin hastasıyım. Hele bu Splash olanı yok…