Bu oyunun adında “ 5 Dazzling Hot ” var ya… ilk başta tam ne demek olduğunu bilemedim. Parlak mı? Cazibeli mi? Neyse ki oyun açılınca ne olduğunu anlarsın. Ekran pırıl pırıl. Makaralar dönmeye başlamadan gözünü alıyor zaten. Kırmızı, sarı, altın tonları… sanki bir meyve pazarına düşmüşsün ama her tezgâh kazanç dağıtıyor.
Slotter üzerinden girdim bu güzelliğe. Dedim “Bir bakayım şuna.” Açıldı anında. 5 ödeme hattı, klasik üç makaralı yapı ama hissiyatı bambaşka. Spin’e bastım… hop karpuz, hop üzüm, derken çan. Sonra o uğurlu 7’ler. O an diyorsun ki “Tamam, bu oyun benim kafada.”
Yani evet, görünüşte eski usul meyve slotu gibi. Ama içi… bildiğin cayır cayır. Her sembol ayrı tat veriyor. Ve her kombinasyon, “bi’ daha çevir” dedirtiyor insana.
Bazen öyle 50 hatlı oyunlar var ki, insanın eli karışıyor. Hangi hatta ne olmuş, anlamıyorsun bile. 5 Dazzling Hot ’ta öyle bir durum yok. Beş hat var, net. Nereden kazandın, anında görüyorsun. Düzgün iş.
Bir de bu oyunun wild ve scatter’ı yok diye sakın aldanma. “Eee o zaman nasıl kazanacağız?” deme. Çünkü öyle bir ödeme düzeni var ki, bir denk gelince… Allah’ım o kombinasyon seni başka bir seviyeye taşıyor.
En güzeli? 7 sembolü. Parlıyor, yanıyor, bir anda ekranın göz bebeği oluyor. Üç tane denk getir, koltuktan fırlarsın. Hele beş tane denk gelirse… eh orayı sen düşün. Oyunun en büyük kozu bu.
Slotter’da oynarken bir fark hissediyorsun. Ne yalan söyleyeyim, başka yerlerde denedim. Ama burada başka. Arayüz sade, oyun hızlı, ödeme şıkır şıkır. Hatta arada sırada çıkıp “hadi biraz kafa dağıtayım” deyip bu oyuna dönüyorum. Çünkü kafa yormuyor, yormadan da kazandırıyor.
Bir de mobilde de şahane çalışıyor. Evde, yolda, cafede… tak diye açılıyor. Basmaya başlıyorsun. Çevirdikçe sıcaklık yükseliyor. Ekran parlıyor, meyveler ışıldıyor. Dediğim gibi: sade ama etkili.
Slotter bu işi biliyor. Her spin’de “Oh be” dedirtiyor. Oyunun doğallığını bozmadan, tam kıvamında sunmuşlar.
5 Dazzling Hot, gösterişli görünmese de, özünde pırlanta gibi bir oyun. Karmaşaya girmeden kazandırır. Oyuncuya net bir şey sunar: Sadeliğin içindeki bereket. Çünkü bazen en büyük keyfi basit bir meyve kombinasyonu verebilir. Bazen üç karpuz, bazen dört portakal…
Ve her kazanç ekranında, yüzünde bir tebessüm. “Bugünlük yeter” deyip kalkarken bile mutlusun. Çünkü kazancın yanında keyif de almışsın.
Kardeşim ne yalan söyleyeyim, isminden bile ter bastı. “Flaming Hot” deyince insanın aklına ya acı…
Bazı oyunlar var, adını duyunca bile “hmm ne iş?” diyorsun. Book of Fallen da öyle…
Buffalo King ilk duyunca şöyle hafif bir western havası geliyor insanın içine. “Yoksa Red Dead…
Şimdi diyeceksin ki, “Karamel ne alaka? Slot bu slot!” Evet doğru, ama bu öyle bildiğin…
Yani bir oyuna başlarken bu kadar heyecanlanacağımı tahmin etmezdim. Ama Money Train 2 işte… Hani…
Yine başladım bi oyuna, dedim neymiş bu Sword of Khans diye bi bakayım. Açtım Slotter'dan,…